Akhisar ve Konya maçlarından sonra ele geçen üçüncü fırsatın
da Gençlerbirliği maçında kaçmasıyla zaten normalde bile derbi tarafından çok
puan tarafı ağır basan Beşiktaş maçı "Çubuklular" için epey tuhaf bir
hal almıştı.Hafta boyunca,maç gecesi,maç günü hatta maç başladığında bile büyük
bir heyecan yoktu.Belki de yılların verdiği yorgunluk "Çubuklular'a"
kaybetmeyi eskisi kadar acı kılmayacak hatta garip bir rahatlama hissi verecekti.
İlk 15 dakika karşılıklı atak girişimleriyle geçse de iki
taraf da gol fırsatı bulamadı.Geçen sezonun 5.haftasından sonra ilk kez
Beşiktaş maçına atanan Fırat Aydınus Fenerbahçe'nin bir penaltısını bu bölümde
es geçti.Sonra kadrodaki tek yanlış yine geri kalan 10 doğruyu götürecek işi
yaptı.Ardından yazının sonunda değineceğim malum olay yaşandı.Peşine Bilic daha
önce 2 defa deneyip, denettirip(Jones) başaramadığı şeyi 3.kez denedi ama yine
başaramadı.Kabul edelim ki bu konuda bir Melo değil.Hakemler de galiba Galatasaray'ın
yarışta olması sebebiyle ona bu zevki tattırmıyorlar.Belki seneye baş başa
kalırsak o da bu zevki tadar,Emre'yi attırır.Maçın kontrolünü eline almaya
başlayan "Çubuklular" bu olayların ardından kontrolü biraz kaybetse
de Mehmet Topal ile net bir gol fırsatı yakalıyor ancak değerlendiremeyerek ilk
yarıyı bitiriyordu.Devre arasında "Çubuklular'ın" santrfor oynamayı
en çok bilen oyuncusu oyuna girdi.Meireles,Gökhan ve Kuyt'ın olmayışı takım
üzerinde olumsuz etki yapsa da "Çubuklular" oyunun hakimiydi.Oyunun
son bölümünde Beşiktaş'ın hamleleri,eksik ve üç oyuncu değiştirme hakkını çok
erken kullanmış olan "Çubuklular" karşısında işe yarıyor ama
Beşiktaşlılar golü bulamıyordu.Uzatmalar işaret edildiğinde savunmadan ileri
yollanan uzun topu Webo yanındaki 2 kişiye rağmen kontrol edip Sow'a
yolluyor,Sow topa vuruyor ve benim bugün görsem tanımayacağım 5 kişiye
sarılmama sebep oluyordu.Bu galibiyetle "Çubuklular" ,Veysel
Sarı'nın,Yusuf Namoğlu'nun,Özgür Yankaya'nın,Bülent Yıldırım'ın,Cüneyt Çakır'ın
ve daha nicelerinin liginde kalan 9 haftada bir taraftan sahadaki
"Çubuklular'dan" seri,diğer taraftan Eskişehir-Trabzon maçı benzeri
bir maç beklemeye başladılar.Bu mağlubiyetle Beşiktaş'ın muhtemelen teknik
direktörünün de pek inanmadığı
şampiyonluk şansı bence biterken,ikincilik de onlar için artık oldukça uzak.
Gelelim esas meselemize...Bu konu hakkında gerçek
düşüncelerimi sansürsüz yazarsam hem suç,hem okuyana ayıp olur.Bu yüzden
biraz hafifleterek yazayım.
Fenerbahçe uzun zamandır acayip bir yer haline geldi.Özünden
bu kadar uzak bir Fenerbahçe sanırım tarih boyunca hiç olmamıştır.Fenerbahçe'yi
yönetenlerin,sahaya takımı sürenlerin Fenerbahçe'den haberi yok gibi.Bunlar çok
uzun,başlı başına yazı isteyen konular bu yüzden şimdilik sadece dün geceye
yansımasından bahsedelim.O şımarttığınız herifin üstünden çıkardığı forma Zeki
Rıza Sporel'in forması,o forma Lefter'in "Başımın üstünde taşırım."
dediği forma,o forma başarısız olduğunuzda sözlerini ağzınızdan düşürmediğiniz
İslam Çupi'nin "Dalga geçilmez." dediği forma,o forma Mehmetçik
Basri'nin kanının bulaştığı forma,o forma Fikret Kırcan'ın,Elkatipzade
Mustafa'nın,Ayetullah Bey'in,Can Bartu'nun forması.O forma milyonlarca çocuğun
hayali,milyonlarca insanın sevdası.Şımarık,haddini bilmez birisi o formayı
çıkardığında "Defol git" diyeceğiniz yere ikna edip sahaya döndürüyorsunuz."Konuşmaya
gerek yok,kadro dışı kaldı,bir daha bu formayı giyemez." diyeceğiniz
yere,televizyona çıkıp ona destek istiyorsunuz.Neyse ki Fenerbahçe'nin hala Çubuklu'ya
sahip çıkan taraftarı var.Gün gelir o haddini bilmeze haddini bildirdiği gibi
bu taraftar size de haddinizi bildirir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder