1 Ocak 2018 Pazartesi

İlk Yarı Değerlendirmesi ve İkinci Yarıya Bakış



Son 3 sezonu şampiyonluk hasretiyle geçiren, 60 yıl sonra ilk defa üst üste 3 takvim yılını kupasız kapatan Fenerbahçe Aykut Kocaman ile yeni sezona başladı. Aykut Kocaman'ın gelişi taraftarın bir kısmı tarafından hoş karşılanmasa da son yıllarda heyecanını kaybeden bir kısım taraftarda yeniden heyecan oluşturdu. Birçok yanlışın bir araya gelmesiyle 11.haftada yarıştan kopma noktasına gelen Fenerbahçe önceki sezonlarda olduğu gibi kasım ve aralık aylarında aldığı iyi sonuçlarla tekrar yarışın içine girdi. Bugün neden bu durumda olduğumuzu ve sezonun ikinci yarısında neler yaşanabileceğini biraz irdeleyelim.

Fenerbahçe'de kadro planlamasında yapılan yanlışlar ve transferlerin geç kalması sebebiyle ligin ilk haftasında maç 2-2 devam ederken oyuna ilk yarının geri kalanında hiç süre alamayacak olan Ahmethan ve Samed girdi. Ligin 4.haftasında Başakşehir maçında oyuna giren Janssen henüz 1 gün önce Türkiye'ye gelmişti. İlk 4 haftada kaybedilen 7 puanın 3'ünü bile alsak bugün liderdik. Geçen sezon hariç önceki birçok sezonda şampiyonluk yarışının 1 maçlık puan farkına sıkıştığını düşünürsek bu puanları sezonun ikinci yarısında aramamız oldukça muhtemel gözüküyor.

Formsuz oyuncuların özellikle sezon başında ısrarla sahada tutulması ve yaşanan birçok bireysel hata sezonun ilk yarısındaki puan kayıplarının sebebi gibi gözükse de bence esas sıkıntı oyun anlayışındaydı.

Fenerbahçe Türkiye Ligi'nde bir maça çıktığında maça 2 puan kaybıyla başlar ve ilk dakikadan itibaren bu 2 puanı kazanmaya çalışır. Fenerbahçe'nin 60 dakika oyunu kitleyip son 30 dakika maçı almak gibi bir planı olamaz. Kazanılan Sivas,Antalya,Bursa,Karabük maçlarında 40-60. dakikalar arasında goller bulunduğunda neredeyse gol pozisyonumuz yoktu. İlk golü bulamadığımız ilk maçta da bu plan patladı ve puan kaybı yaşandı. Geçen sezon da 8.haftadan itibaren uygulanan kontra atak sisteminde üste üste galibiyetler alsak da ilk golü yediğimiz maçlarda plan işlemedi ve bu plan şampiyonluğa yetmedi.

Oyun anlayışı kadar kadro yetersizliği ve tercihleri de Fenerbahçe'yi zorluyor. Sezon başından beri ilk plan olan sağ kanattan rakipleri delmek Kasımpaşa maçında mükemmel uygulandı. Geri kalan maçlarda aynı etkiyi oluşturmasa da sahayı sağ,orta ve sol diye 3'e ayırırsak ilk yarı en iyi işleyen taraf sağ kanattı ama diğer 2 bölgede aynı etki oluşmadı.

Fenerbahçe'nin ikinci yarıda üstüne gitmesi gereken 2009-2010 sonu ve 2010-2011 ikinci yarısındaki diziliş ve anlayış olmalı ama bunun için de transfer gerekli. Önde baskı bu ligin bir numaralı şifresi ve bahsettiğim dönemlerde Fenerbahçe güçlü savunmasından ödün vermeden bu baskıyı kuvvetli şekilde yapmıştı. Tek farklı kazanılan maçlarda bile ortada çok güçlü bir oyun vardı.


Sağda kısmen oluşan etkinin ortaya ve sola da yansıması için Fenerbahçe'nin olmazsa olmazı Emre tarzı bir merkez oyuncusu ve iyi bir sol bek...3 sezondur şampiyon olamayan Fenerbahçe'nin yabancı sınırı, ekonomik koşullar gibi bahaneleri olamaz. Büyük kulüp refleksi gösterip risk alarak çözüme gidilmek zorunda.

Kimse Fenerbahçe'den 5 kişinin ileride 5 kişinin geride olduğu,topun rastgele ileri vurulduğu bir oyun istemiyor. Herkesin istediği birlikte rakip sahada hareket edebilen,önde basan,daha tempolu oynayan,risk almak için maç sonunu beklemeyen, maçların ilk yarısını çöpe atmayı oyun planı haline getirmeyen bir Fenerbahçe...

Ligin en düzenli futbolunu oynayan Başakşehir, ligin dibindeki 2 takıma kaybetmeseydi belki de ligi bitirmişti. Şampiyonluk onlar için zor ama sonuna kadar yarışın içinde olacaklardır. Başakşehir'in şampiyonluk ihtimali Emre,Adebayor ve son haftalardaki yarışın durumuna göre değişir.

Terim'i getiren ve ikinci yarıda en avantajlı fikstüre sahip G.Saray şampiyonluk yarışında ciddi bir aday...İkinci yarıda ilk yarıda topladıkları puanın üstüne çıkarlar. Terim'in saha dışı desteğinin oranı,Fenerbahçe'nin transfer politikası ve Aykut Kocaman'ın oyun anlayışı onlar için de  belirleyici olacak.

Hala en iyi kadroya sahip olan Beşiktaş'ın önündeki en büyük engel en az 4 maçını Bayern maçlarının etkisiyle oynayacak olması.

Fikstür ve istatistik kısmına bakarsak yarıştaki en büyük rakibimiz G.Saray

G.Saray'ın ikinci yarıda puan kaybetmesi muhtemel 6 maçı var.

- Kayseri (D)
- Sivas (D)
- Fenerbahçe (D)
- Trabzonspor
- Başakşehir
- Beşiktaş

Bu 6 maç haricinde yaşanacak puan kayıplarını sürpriz olarak görüyorum.Tabii yarışın durumuna göre bu maçların bazılarında da puan kaybı sürpriz haline gelebilir.

Terim'in berbat geçirdiği ve tamamlayamadığı 2003-2004 sezonu hariç ikinci yarı performanları şöyle:

1997 - 38 puan 1998 - 42 puan 1999 - 41 puan 2000 - 37 puan 2003 - 41 puan 2012 - 40 puan 2013 - 38 puan

Bu sezonda da 40 puan civarı toplaması sürpriz olmaz. Bu da Fenerbahçe'nin şampiyonluk için G.Saray galibiyeti içeren 42 puan toplaması demek.

İçeride zaten şimdiden 7 puan kaybeden Fenerbahçe'nin ikinci yarı evinde oynayacağı 9 maçta puan kaybetme lüksü yok. Fenerbahçe bunu en son 2000-2001 sezonunda başarmış olsa da arada 1 beraberlikle geçilen sezonlar var, yani olmayacak iş değil.

İçeride kayıpsız gidilirse dışarıda 8 maçta alınacak 15 puan şampiyonluk için yetebilir.

Fenerbahçe'nin sezonun ikinci yarısındaki 8 deplasmanı şöyle:

Trabzon,Başakşehir,Beşiktaş,Malatya,Kayseri,Sivas,Kasımpaşa,Karabük

Fenerbahçe'nin bu deplasmanlardaki son 4 sezon performansı ise şöyle:

2016-2017   6 maç 10 puan (Malatya,Sivas hariç)
2015-2016   6 maç 10 puan (Malatya,Karabük hariç)
2014-2015   6 maç 14 puan (Malatya,Kayseri hariç)
2013-2014   6 maç 10 puan (Malatya,Başakşehir hariç)

Velhasıl şampiyon olmak zorundayız kolay gözükmüyor ama Fenerbahçe için olmayacak iş de değil yeter ki biraz ligin doğrularına dönülsün.



Hiç yorum yok :